Önce kısa bir öykü: Eski tenis şampiyonuna başarısının sırrı soruluyor.
– Her zaman bir şampiyon mu oldun?
– Hayır, tenise ilk başladığım zamanlarda “o en iyilerle” oynayamıyordum, bunun yerine kızların en iyileriyle oynamayı tercih ediyordum.
– Pekiyi, şimdi nerede o en iyiler?
– Yapamadılar, bütün üstün niteliklerine rağmen bedelini ödemedikleri için başaramadılar.
– O bedel nedir?
– Yeteri kadar istemeniz.
– Peki bu mu işin sırrı?
– Bir sır daha var. Disiplinli olmak. Ne kadar yetenekli olursan ol, beslenmen ve kendini geliştirmen için disipline olman gerek. O zaman birçok çekici gelen şeyi bırakman ve önceliğini seni geliştirecek şeylere vermen gerekir
– Bu mu işin sırrı?
– Bir tane daha var. Bu ilk ikisinden daha zor ve senden daha çok şey isteyen bir yol. Ne kadar iyi olursan ol alçak gönüllü olman gerekir. Koçlarını dinlemek için alçak gönüllü olmalısın, tavsiye almak için, yeni fırsatları denemek için ve her şeyi bilmediğini kabul etmen için. Onları dinlemen gerekir. GERİ BİLDİRİM ŞAMPİYONLARIN KAHVALTISIDIR.
Geri bildirim alma ve geri bildirim verme iki ayrı konudur. İnsanlar yaptıkları davranışların sonucunun nereye vardığını görebilirse, bir sonraki davranışlarına da yön verebilirler. Örneğin bir sunum yaptınız, kendi sunumuzu kendi bilgi ve varsayımlar içinde başarılı bulabilirsiniz. Ancak bir sonraki sunumda daha başarılı olmak istiyorsanız, bu sunumda yaptıklarınızdan farklı olarak neyi daha iyi yapabileceğinizi görmeniz gerekir. Bunun iki yolu vardır: Birincisi sunumunuzu kaydeder ve kendinizi tekrar izler; el hareketlerinize, sözlerinize dikkat edersiniz. Zamanı veya sunum gereçlerini ne derece etkin kullandığınıza bakarsınız. İkinci yolu ise bu sunum için sizi izleyenlerden geri bildirim istersiniz. İkinci yol zor ve ağır gelebilir size. Ama daha iyi yapmak için bu gereklidir. Her zamanki gibi burada da doğru bir şekilde soru sormak gerekir. “Nasıldım?” gibi belirsiz, “Gördün mü?” gibi ön yüklemeli, “Beğendin mi?” gibi yönlendirici sorular size doğru bir bilgi ve veri vermez. Basit tek bir soru size yardımcı olacaktır; “Bu sunumda bir tek şeyi daha farklı veya iyi yapabilsem bu ne olurdu?” Klasik soru hâlen sorulabilir tabii; “Bana sunumum hakkında geri bildirim verir misin lütfen?” Buradaki tehlike, alacağınız yanıtın size ne söylediğinin net olmama ihtimalidir. “Harikaydın!” size bir bilgi vermez, “Rezaletti!” de öyle. Neresi harikaydı? Ses tonum mu? Sunum slaytlarım mı? Ne kötüydü? Kıyafetim mi? Kekelemem mi? Bu yöntemi ve doğru soruları yalnız sunum için değil başka işlerinizde de kullanabilirsiniz. Yazdığınız raporun durumu, müşteri ziyaretindeki davranışlarınız, amirinizin size delege ettiği işi teslim ettiğinizde işin nasıl yapıldığı gibi konular geri bildirim istenecek konulardır. Söz amirden açılmışken ondan bir konuda daha geri bildirim isteyebilirsiniz veya istemelisiniz: Kendi performansınız. Bunu belirli zaman aralıklarında isteyin. Sizden beklenen nedir? Siz bu beklenenleri ve talep edilen standartları ne derece karşılıyorsunuz? Dikkat edin burada da muğlak (yani çapraşık, anlaşılması güç) yargıları irdeleyin.
“Tamam senden çok memnunum, ne yapıyorsan öyle yapmaya devam et!” ya da “Böyle olmuyor daha iyi ve farklı çalışman lazım,” gibi söylemler birer geri bildirim değildir. Bu durumda net, somut, spesifik yanıtlar talep edin.
Talep edilen geri bildirim konusunda küçük bir yaşantımı anlatacağım son olarak. Yakın geçmişte, çok ünlü, benim de eserlerini okuduğum, feyz aldığım, konusunda ihtisas sahibi bir ağabeyimiz (Hasbelkader aynı okuldan mezun olduğumuz için öyle hitap ediyorum) bir küçük grupta bir konuda konuşma yaptı ve ben de onu daha önce çok dinlemiş olmama rağmen bir kez daha gittim. Sunum sonunda herkes kendisini tebrik etti ve ayrılırken hoca beni bir kenara çekti ve “Fuat sunumum hakkında bana geri bildirim versene,” dedi. Ben yutkundum, “Aman hocam haddime mi düşmüş, nasıl yani… ” diye kekeledim. O da bana tüm açık kalplilikle kendisi için bu verinin çok önemli olduğunu söyledi. Sağ olsun.
Özetle, kim olduğunuz, ne yaptığınız, işinizi yaptığınız seviye ne olursa olsun her zaman daha iyisini yapabilirsiniz. Bunun için de Boris Becker gibi kahvaltı yapmak ve Warren Betis’in (1925-2014) dediğini sağlamak gerekir: Hayatınızda size gerçekçi geri bildirim verecek birinin olduğundan emin olun!