Ankara’da o günkü işimi bitirmiş otele gitmiştim. Resepsiyon’daki genç bayan beni güler yüzle karşıladı ve gerekli işlemleri hızlı bir şekilde yaptı. Kimlik belgesinin fotokopisini aldı, bana isim, adres ve imza yerini gösterdi. Diğer bilgileri belli ki kendisi dolduracaktı. Oda kartına numarayı süratle yükledi. Ben ayrılırken , “bir arzunuz var mı ?” diye sordu. Ben de ona internete gireceğimi söyleyerek, kablosuz ağ şifresini rica ettim. Şifre olmadığını doğrudan girebileceğimi belirtti. Bu gibi şifresiz ağ bağlantılarında internete bağlı göründüğünüzü ama e-posta alıp gönderemediğinizi bir kaç yerde yaşadığımı, burada da bunun olmamasını umduğumu söyledim ve odama çıktım. Eşyalarımı yerleştirmek bir kaç dakikamı aldı. E –postalarıma bakmak için bilgisayarımı açtım , korktuğum başıma gelmişti. Bağlı görünüyordum ama ne mailer geliyordu ne de internet bağlantısı vardı. O anda telefon çaldı ve gülen yüzü sesinden okunan Resepsiyondaki hanım , internete girip giremediğimi sordu.
Ben durumu söyleyince,” siz merak etmeyin ben odanıza özel bir modem gönderirim” dedi. Ben yemeğe çıkacağımı söyleyince, “izin verirseniz siz yokken odanıza teknik arkadaş gelebilir ve Modemi takar” dedi. Ben onayladım ve yemeğe çıktım. Yemekten dönerken resepsiyon önünden geçerken görevli hanım bana bilgiyi verdi. “Modem takıldı, arkadaş deneme yaptı , rahatlıkla internete girebilirsiniz”. Ben kendisine teşekkür ettim ve dikkatimi çeken bu mükemmel iş davranışını övdüm. Yüzü kızardı ve teşekkür etti nazikçe. Hemen aklıma geldi ve sordum: “Sizi böyle coşkulu çalışmaya iten şey nedir? ”( dikkat motivasyon kaynağını soruyorum) cevabı aslında hiç sır değildi:
Birincisi, yaptığım işi seviyorum, insanlarla iletişim halinde olmak beni mutlu ediyor, ikincisi ise sizin söylediğiniz övgü özleri.
Bilmem büyük araştırmalara gerek var mı? Ben her mükemmel hizmet veren kişiye bunu soracağım artık.